19 Mayıs 2010 Çarşamba

Gün Ağarmadan ya da Gün Batmadan


Isık ayırdı insanları,hayalleri,olası askları,ya gun agarmadan ya gun batmadan..o arada yasanılandı gercek olan...

daydream delusion.
limousine eyelash
oh, baby with your pretty face
drop a tear in my wineglass
look at those big eyes
see what you mean to me
sweet cakes and milkshakes
i am a delusioned angel
i am a fantasy parade.
i want you to know what i think.
don't want you to guess anymore.
you have no idea where i came from.
we have no idea where we're going.
launched in life.
like branches in the river.
flowing downstream.
caught in the current.
i'll carry you. you'll carry me.
that's how it could be.
don't you know me
don't you know me by now.


18 Mayıs 2010 Salı

Sokakta Giderken..

selcukankara_sokak
 
 
sokakta giderken
kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım anlarda
insanların beni deli zannedeceğini düşünüp gülümsüyorum !
 
                                                                                         Orhan Veli Kanık
 
  

17 Mayıs 2010 Pazartesi

R.I.P DIO


Gözler önünde işte
Gittikçe arınıyorum kendimden
Her giden güzelleşir
Gidiyorum güzelleşmek için
Unutulsun diye çirkinliklerim
Gelecek birisi güzeldir
Gelince güzel değil
Hele gelmişse çirkin
YaşamBeklemek - Aziz NESİN ölüm gelecek diye güzel
Ey güzeller güzeli beklediğim
Kaç saatimBeklemek - Aziz NESİN kaç dakikam ya da saniyem
Artık ne gelmek ne de gitmek
Yaşamın en zor yanı beklemek
Hiçbirimiz beklemedik doğmayıBeklemek - Aziz NESİN
Doğduğumuzdan beri beklediğimiz
ÖLMEK......
Aziz Nesin

Rahat uyu Ronnie Dio (1942-2010)

Black Sabbath - Heaven And Hell .mp3

Gece Bestesi

Güzel bir gecede elinde içkinle manzaraya karşı sohbet ettiğini düşün dostlarınla.. Fonda böyle insanın kanına işleyen bir müzik.. hayali bile güzel değil mi?



18 Nisan 2010 Pazar

İstemem eksik olsun


Ne yapmak gerek peki?

Sağlam bir arka mı bulmalıyım?
Onu mu bellemeliyim?
Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
Önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
İstemem!

Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret?
Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
Taklalar mı atmalıyım?
İstemem! Eksik olsun!

Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret!
Eksik olsun!

Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli?
Eleştiriden mi çekinmeli?
“Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı?
İstemem!
İstemem! Eksik olsun!

Korkmak, tükenmek, bitmek…
Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
İstemem! Eksik olsun!
İstemem! Eksik olsun!

Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek…
Tek başına…
Özgür olmak…
Dünyaya kendi gözlerinle bakmak…
Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak…
Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak…
Ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
İsteyince Ay’a bile gidebilmek.
Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

Demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
Varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?




31 Mart 2010 Çarşamba

Barselona

Bahar daha yeni gelmiş olacak,akşamüstü sokaklar yeni yeni dolmaya başlayacak..ve sonra bütün sesler susacak ve maestro....


Bahar


....

Ben her bahar asik olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittigim olmadi hiç.
Ama olsun... istemek de güzel.


Can Yücel -Gitmek



10 Mart 2010 Çarşamba

Please Stay Away




benim hiç hayalim olmadı anne...
ne seni rahat ettirdim,
ne kendim ettim rahat...
BİR MUTLULUK FOTOĞRAFI BİLE ÇEKTİRMEDİ BU HAYAT!
kaybolmuş bir anahtar kadar
sahipsizim anne...
ne omuzumda bir dost eli,
ne saçımda bir şefkat...


Yusuf Hayaloğlu


6 Mart 2010 Cumartesi

Son Tango


RAMAYON

“Ramayon, sen artık geceyi getiremeyeceksin

Pernodun beyaz renginin ardına kurulup

Araban artık geçmiyor önümüzden

Rugan çizmelerin artık parlamıyor

Bir intikam kurşunu buluştu aniden seninle

Yaylanan güçlü adımların uyuştu senin

Ölüm kendi gülünü atkına işledi



Hoşçakal

789789789

siyah beyaz tuşlarında piyanomun
seni çalıyorum şimdi
çaldıkça çoğalıyorsun odada
sen arttıkça ben kayboluyorum


seni doğuruyorum geceye
adını koyuyorum aya bakarak
her şey sen oluyor her yer sen
ben ölüyorum


sesini duyuyorum rüyalarımda
gözlerimi kamaştırıyor ışığın
rüzgar sen gibi dokunuyor bana
ben doğuyorum


duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç
dokunmuyorsun bana
sen gibi bir şimşek çakıyor
tam kalbime düşüyor yıldırımı
ben gidiyorum

Özdemir Asaf


Canım Kardeşim

 ps-10_thumb[9]

kapatılmış bir sinema salonudur ağzım;
ağladığım için boğulmuş aktristlerin arasından
her zaman bir bisiklet geçer / gidonu sevgilimin
rüyada iki yana açılmış kolları!
aslında hiçbir filmde başrol oynamadı yalnızlığım!
mamafih, suya rolünü ezberleten
acımasız bir yönetmen gibiydi aşkım!
nerede 'kamera' dedi, nerede 'stop!'; anlamadım !

kapatılmış bir sinema salonudur ağzım;
rahatsız etmemek için set çalışanlarını
adımı cast'tan, sahnemi klaketten sildim
lanetli bir çocuk gibi kendi dublörüme ağladım!

Küçük İskender / Burç Hikayeleri

2 Mart 2010 Salı

Dosttan da Öte

friends22
Önce tanışırsın biriyle,merhaba naber nasılsın?,sonra nerelisin?filan diye devam eder.Daha sonra artık değer vermeye başlarsın,onun hakkında iyi şeyler düşünürsün.Bir noktadan sonra onlarsız yapamazsın gibi gelir,artık kendi ailen ikinci plana gider.Yeni bir ailen vardır artık.Bir parçan olurlar senin..
Dostlara selam olsun



1 Mart 2010 Pazartesi

Gidişler

Günlerden pazar, dışarıda hafif bir yağmur, playlistte de huzurlu şarkılar olunca bir pazar sabahı yazısı farz oluyor bünyeye.Bütün şartlar oluşunca halihazırda varolan hüzün tozlandığı yerden çıkarılıyor gün yüzüne.Hep bir gitme isteği ve yapamamanın pişmanlığı galiba bu hüznün nedeni.Fiziki ya da manevi her türlü gidiş.Arkana bile bakmadan,geride kalanları düşünmeden.Ne bir çanta ne bir bavul.Üstünde rastgele kıyafetler,hafızada iyi kötü anılar..

Hava bir tuhaf,hayal kurmaya yönelik bir tutum var havada.Kaçmaya müsait bir bulutluluk…demiş üstad..

Hiç kimsenin seni tanımadığı yerlere kaçmak istiyor insan.Üstünde umursamayacağın paçavra kıyafetler.Sadece soğuktan korunmak için.Aniden bir yağmur bastıracak,sığınacaksın eski bir sinemaya.Vizyonu geçmiş ucuz filmlerin oynatıldığı.Kimselerin umursamadığı ama büyük laflar eden filmler.Hayatın kıyısında kalmış hayatları anlatan.Tüm kaybedenler adına bir destansı bir masal tadında.

Gitmeler ama geri dönmeyi de kafadan çıkarmadan.Ha olurda yine bir kaybediş yaşanır,muzaffer komutan edasıyla geri dönülür.Kimse sormamalı ama yaşananları.Hiç bir şey olmamış gibi devam etmeli hayat.Zaten birşeyler kazanmak için çıkılmamalı,o zaman anlamı olmaz gitmelerin.Sadece gitme,alıp başını gitme yada onun avuntusu.Başkalarının hayatlarına köle olmuş bedenimize ve ruhlarımıza bir söz geçirme uğraşı.Asıl sahibin benim mesajı.Herşey bana bağlı iddiası…

Galiba asıl hüznün nedeni bu kaybediş.Beynin ruhu ve bedeni kaybetmesi..Gidişler de aslında arama,sağda solda.Ya da bir başka beden ve ruhta avunma.....



Merhaba


Her bir şarkı uyandırır içimizdeki duyguyu....